İlişkilerin Geleceği: Robot Sevgili (ler) ve Dijital Aşk (lar)

İlişkilerin Geleceği: Robot Sevgili (ler) ve Dijital Aşk (lar)

İlişkilerin Geleceği: Robot Sevgili (ler) ve Dijital Aşk (lar)

Dün teknoloji devi Intel, 24 bin kişiyi işten çıkaracağını açıkladı. Evet, 24 bin. Yani bir şehir nüfusu kadar insan, bir sabah işsiz uyanacak. Üstelik bu insanlar yazılımcı, mühendis, veri analisti gibi “geleceğin mesleği” denen işlerde çalışıyorlardı. Demek ki artık gelecek bile iş garantisi veremiyor.

Yapay zekâ ve robotlar sadece üretim hattında değil; toplantı sunumlarından müşteri hizmetlerine, yazılım geliştirmeden kişisel asistanlığa kadar her yerde. Hal böyleyken insanın aklına şu geliyor:

Sadece işlerimiz mi gidiyor, yoksa ilişkilerimiz de elden mi kaçıyor?

Robot Sevgili: Düğmeye Basınca Sevgi Başlasın mı?

Günümüzde yapay zekâlı sosyal robotlar yalnız insanlara arkadaşlık ediyor. Japonya’da yaşlılara arkadaşlık eden robotlar bile var. Sanal gerçeklikte insanlar, yapay zekâyla oluşturulmuş karakterlerle ilişkiler kurabiliyor. “Bugün beni anlayan tek kişi yine robotumdu” cümlesi, gelecekte günlük bir serzeniş olabilir.

Bu robotlar, hep nazik, hep ilgili, hep hazır. Ne küsme var, ne “günaydın yazmadın” tripleri.

Ama bu bir ilişki mi? Yoksa yalnızlığın algoritmik bir pansumanı mı?

Dijital Aşk: Ruh Eşi mi, Yazılım Eşi mi?

Yapay zekâ, artık sadece bilgi işlemiyor; duygu taklidi de yapıyor. Sosyal medya algoritmaları eşleştirme önerileri sunuyor. Yakında “Bugünkü ruh haline uygun partner: Kahveyi şekersiz içen, fazla konuşmayan, senin gibi ‘yağmuru pencereden izlemeyi’ seven biri” mesajı alırsak şaşırmayalım.

Ancak aşk; sadece verilerle yapılan bir eşleşme değil. Tesadüf, hata, sürpriz, kalp kırıklığı, sonra tamir… Bunlar da pakete dahil olmalı. Robotlar bu duygusal kaosu çözebilir mi, yoksa sadece taklit mi ederler?

Cinsellik 2.0: Dokunmadan Tatmin Mümkün mü?

Seks robotları, artırılmış gerçeklikte partner simülasyonları, istediğin senaryoda istediğin “kişiyle” karşılaşma… Teknoloji, arzunun sınırlarını kaldırıyor. Her şey steril, kontrol edilebilir ve… biraz da yalnız.

Kimine göre bu teknolojiler özgürleştirici. Kimine göre ise ilişkisizlik çağına giden hızlı bir yol. Çünkü ekranla yaşanan bir yakınlık, gerçekten birinin gözlerinin içine bakmakla aynı değil.

İnsanlar Nasıl Üreyecek? Aşk Laboratuvara mı Taşınıyor?

Bu gelişmelerin üreme ve aile kurma alışkanlıklarını etkilememesi imkânsız. Yapay rahimler, genetik seçmeler, hatta “ideal bebek” tasarımları hızla gündeme geliyor.

Böyle bir dünyada doğal yolla üreme eski moda mı kalacak? Belki de evet. Belki aşk hayatı ayrı, üreme hayatı ayrı olacak. Biri duygularla, diğeri algoritmalarla yönetilecek.

Ama şu soru hep akılda:

“Bir çocuk, bir laboratuvar planıyla mı; yoksa bir gecenin heyecanıyla mı doğmalı?”

Yapay Zekaya Aşık Adamlar: Aşk mı, Fonksiyon mu?

2013 yapımı Her filminde Theodore, işletim sistemine aşık olur. Samantha; onu anlayan, hiç yargılamayan, her zaman orada olan bir “partner”dir. Çünkü gerçek ilişkilerde bu dengeyi bulmak zordur.

Günümüzde bazı erkekler (ve kadınlar da) benzer bir eğilimde: “Yorulmayayım, tartışmayayım, bana hizmet etsin yeter.” Bu yaklaşımda aşk değil, fonksiyon aranıyor. Ve yapay zekâ tam da bunu sunuyor.

Gelecekte İnsan İlişkileri: Kodla mı Kalple mi?

Yapay zekânın sunduğu düzenli, risksiz, hep “uygun” partner modeli kulağa cazip gelebilir. Ama aşk, mükemmellikten doğmaz. Hatalardan, eksikliklerden, bazen de saçma sapan nedenlerle kavgalardan doğar. Robotlar da sevebilir mi? Belki. Ama “insan gibi sevemez” belki de tek kesin cümle.

Son Söz: Aşk Belki Kodlanabilir, Ama Kalp Atışları Hâlâ Analog

Evet, robotlar işimizi elimizden alıyor olabilir. Belki bir gün sevgilimizi de.

Ama göz teması, iç çekiş, kalbin deli gibi atması…

Bunları hiçbir yapay zekâ %100 taklit edemez.

Yani aşk, hâlâ son yazılım güncellemesine direnen bir mucize.


Hayatın Kendisi Bu…

Son yazılarımdan ilk siz haberdar olabilirsiniz. Bir adım önde olmak ve hiçbir şeyi kaçırmamak için hemen abone olun!

Hayatın Kendisi Bu...

Son yazılarımdan ilk siz haberdar olabilirsiniz. Bir adım önde olmak ve hiçbir şeyi kaçırmamak için hemen abone olun!

Okumaya Devam Edin