gibi çok anlattım ama, bir süre önce biliyorsunuz eşimle küçük bir Orta Avrupa
turu yaptık.
Viyana’ya uçağımıza giderken tren
yolculuğunu seçtik.
oldukça yoğundu, zor yer bulduk. Bayağı bir uğraştıktan sonra eşimle bir masada
karşılıklı yer bulduk. Eşim genç ve uzun saçlı bir genç adama, yanının boş olup
olmadığını sordu.(tabii ki İngilizce) Genç adam da İngilizce “Oturabilirsiniz” dedi.
adam da eşime :
programıyla bir yıllığına Macaristan’a gelmiş.
film ve Animasyon okuyormuş. Sohbeti çok hoştu. Biz artık üniversite yıllarını
bitireli yaklaşık 20 sene olduğundan, bir çok konuya uzak kalmıştık. Bu anlamda
benim için de son derece aydınlatıcı bir sohbet oldu.
ile ilgili hep bir şeyler duyar ama fazla detay bilmezdim. Bizim zamanımızda
böyle programlar yoktu.
beraber Erasmus programı nedir bakalım..
Rönesansla birlikte ortaya çıkan hümanizm akımının öncülerinden ve en büyük
temsilcilerinden biri olan Erasmus, Avrupa’nın ortak bir sanat ve bilim çatısı
altında birleşmesine yaptığı katkılardan dolayı ve çağının eğitim felsefesine
olan etkisi ile programa uygun bir isim olarak düşünülmüş.
boyunca Avrupa’nın değişik ülkelerinde bir gezgin gibi yaşayan Erasmusun en
önemli eseri “Deliliğe Övgü” günümüzde de geçerliliğini korumakta ve
bağnazlığa karşı kaleme alınmış en önemli yapıtlardan biri sayılmaktaymış.
amacı Avrupa’da yüksek öğretimin kalitesini artırmak ve Avrupa boyutunu
güçlendirmekmiş. Erasmus programı, üniversiteler arasında ülkeler arası işbirliğini
teşvik ederek; öğrencilerin ve eğitimcilerin Avrupa’da karşılıklı değişimini
sağlamakmış..
1,5 milyondan fazla yükseköğretim öğrencisi, başka bir Avrupa ülkesinde öğrenim
hayatının bir dönemini geçirmiş; o ülkenin insanlarını ve kültürünü de tanıma
imkanı elde etmiş.
Programına dahil ülkeler olan Avrupa Birliği üyesi 27 ülke, Avrupa Birliğine
üye olmayıp Avrupa Ekonomik Alanı üyesi İzlanda, Lihtenştayn, Norveç
ve Avrupa Birliğine aday ülkeler arasında yer alan
Türkiye ve Hırvatistan ile İsviçre yüksek öğretim
kurumlarının katılımına açıkmış.
bölümün aynısını , diğer ülkede okuyor, ardından geri gelip eğitiminizi
tamamlıyorsunuz. Akademik olarak katkısı zaten olacaktır. Ama bunun yanı sıra edinilecek
hayat tecrübesi bakımından paha biçilemeyecek bir deneyim olduğunu tahmin
ediyorum. Bavulunuzu alıp, tek başınıza, hiç kimseyi tanımadığınız bir ülkeye
gidip, hiç tanımadığınız insanlara karışmak ve bir sene onlarla yaşamak insana
hem vizyon, hem farklı bakış açıları kazanmak adına çok şey katar eminim.
dönemin yaşandığını, bunu atlatmanın gerçekten zor olduğunu, ama ne olursa
olsun, ne pahasına olursa olsun, her şeye değeceğini, bu fırsat karşınıza çıkarsa kaçırılmaması
gerektiğini, hatta bu fırsatı yakalamak için canınızı dişinize takmanız
gerektiğini söylüyorlar.
yılında Türkiye’den Erasmus öğrenci değişim programına yüzde 15 artışla 10.095
öğrenci katılmış. Bunlardan 1786’sı Almanya ve 1511’i Polonya’daki
üniversiteleri tercih etmiş.
bütçesinden olmak üzere yılda 480 milyon Euro kaynak ayrılmaktaymış.
stajına bir aylığına gidilen AISEC programı vardı, hatta samimi bir arkadaşım
Dublin’e gitmiş, bir gazetede staj yapmış ve o zaman gittiği U2 konseriyle beni
derinden yaralamıştı.
diyor ki, gir üniversite sınavına, oku bir sene, ertesi sene hooppp git
Erasmusla yurt dışına..(acaba bu program için bir yaş üstsınırı var mı
bilemedim ama gerekirse mahkeme kararıyla yaşımı da küçültürüm ne yapayım:))

Bir yanıt yazın