Bir sabah arabamda işe gelirken, radyo dinliyordum.
ya..
Bu parça da böyle yakalayıverdi beni. Adı “Aklımın İplerini
Saldım” idi.
Sadakat “tı. Hemen albümlerini aldım. İhtimaller Denizi, Döneceksin Diye Söz
Ver, Belki Üstümüzden Bir Kuş Geçer, hepsi
harika parçalardı.
Ben bir rock parçasında hiç duymayı tahmin edemeyeceğim “
Belki bir kart yazarım Mekke ya da Kudüs’ten “ cümlesini duydum onların
şarkılarında..
Tüm şarkılar ve sözleri çocukluğumuzda her hafta merakla
beklediğim “ Blue Jean “ dergisinin yayın yönetmeninindi.(Kutlu Özmakinacı)
çok ileriye taşıyan “Katil ve Maktul” albümünü çıkardılar. Onları o kadar
seviyordum ki, bunu bilen eşim beni yaş günümde hediye olarak onların canlı
performansını izlemeye götürmüştü.
Grubu hiç tanımayıp, ilk kez Eurovision’da görenler
acımasızca eleştirdiler. Ben de kısmen üzüldüm ama, eski günlerin hatırı vardı, onlardan vazgeçmem mümkün
değildi.
Sana Aşık Yalnız Ben..
Güfte: Sevim Yücealp Beste: Sadettin Öktenay (Muhayyer Kürdi)), öyle bir
parça yapmışlar ki, “İşte budur “dedim. Sanırım “Aklımın İpleri” ‘ni tahtından indirdi benim gözümde..
http://www.youtube.com/watch?v=Zt4colJbGQw
Belki sulu göz diyeceksiniz ama, ben seyrederken gözlerimden
akan yaşlara engel olamadım. O nasıl bir melodidir? Piyanonun verdiği o huzursuz hava nasıl düşünülmüştür? O nasıl bir yorumdur? O nasıl bir gitar solosudur? O yaylı sazlar nasıl mistik bir hava katmıştır parçaya?
yakalayamamışlar gibi geldi, umarım bu sadece benim fikrimdir ve zamanla parçalara alışırım.
Umarım hepimiz, klipteki çift gibi aşkını içine çekip üflemeyenlerden oluruz.








Bir yanıt yazın