Denk geldiniz mi bilmem. Isparta’nın Şarkikaraağaç ilçesinde yaşanan olay, sadece bir suç haberi değil; insanlığın nasıl bir çürüme yaşayabileceğini gösteren çarpıcı bir tablo. İddialara göre bir oğul, kendi babasına uyuşturucu vererek cinsel istismarda bulundu. Hepimizi dehşete düşüren bu vaka, yalnızca bireysel bir sapkınlık değil, toplumsal olarak nerede hata yaptığımızı sorgulamamız gereken bir işaret.
Mahremiyetin Önemi
Bu noktada özellikle mağdurun mahremiyetinin korunması hayati önem taşıyor. Çünkü bir baba, hem fiziksel hem ruhsal olarak büyük bir yıkımla karşı karşıya. Olayın sansasyonel bir şekilde gündeme taşınması, mağdurun acısını daha da derinleştirmekten başka bir işe yaramaz.
Travma Zinciri İhtimali
Bununla birlikte akla gelen rahatsız edici bir ihtimal daha var: Çocukken istismara uğrayan bazı bireyler, ileride başkalarına zarar veren birer istismarcıya dönüşebiliyor. Yani suç yalnızca “o an” yaşanan bir sapkınlıktan ibaret değil; geçmişte yaşanmış ama gizlenmiş travmaların bugüne taşınmış olma ihtimali de var.
Acaba bu olayda da benzer bir zincir söz konusu mu? Bunu bilmemiz mümkün değil. Ancak şu gerçek göz ardı edilemez: Çocuklukta yaşanan istismarlar ve travmalar, sağaltılmadığında, kuşaktan kuşağa aktarılan bir yaraya dönüşebiliyor. Bu ihtimal bile, olayın toplumsal boyutunu görmemizi sağlıyor.
Lut Kavmi ve Günümüz
Tarihte Lut Kavmi, sapkınlıkları ve ahlaki çöküşleriyle bilinir. Fıtrata aykırı ilişkileri normalleştirmiş, toplumun değerlerini yok etmişlerdi. Sonunda helak edilmeleri, tarihe bir uyarı olarak kazındı.
Bugün yaşanan bu olay, o tarihi hikâyeyi hatırlatıyor. Ancak belki de daha ürkütücü olan, bu sapkınlığın bir “tesadüf” değil, uzun süren bir değer kaybının sonucu olabileceği ihtimali.
Toplumsal Yansımalar
Şarkikaraağaç’taki bu genç, nasıl olur da kendi babasına istismar edecek noktaya gelir?
- Uyuşturucuya erişim kolaylığı
- Aile bağlarının zayıflığı
- Medyanın şiddeti ve sapkınlığı sıradanlaştırması
- Eğitimin değer odaklı olmaktan uzaklaşması
- Ve belki de çocuklukta yaşanmış ama asla dile getirilmemiş travmalar…
Bütün bunlar bir araya geldiğinde, insan aklının alamayacağı karanlık tablolarla karşı karşıya kalabiliyoruz.
Sormamız Gereken Soru
Bu olayın faili ya da mağduru üzerine konuşurken, toplum olarak şunu da kendimize sormalıyız: Biz nerede hata yaptık ve bu travma zincirini nasıl kırabiliriz?
Çünkü bir olayın faili sadece bir “suçlu” değil; aynı zamanda bir toplumun yetiştirdiği, ihmal ettiği, yönlendiremediği bir birey de olabiliyor. Ve biz bu zinciri görmezden gelirsek, benzer haberleri tekrar tekrar duymamız kaçınılmaz olacak.
Siz ne düşünürsünüz bu Şarkikaraağaç vakası konusunda, merak ettim, yazar mısınız ?
Bir yanıt yazın