Sosyal Sorumluluk ve Hoşgörü

Sosyal Sorumluluk  ve  Hoşgörü

Sosyal Sorumluluk ve Hoşgörü

Dün kızların okulundan bir mail geldi.

Okulda tüm sınıfların katılacağı, ancak bizimkilerin sınıflarının önderliğinde yapılacak bir sosyal sorumluluk projesi varmış.


Evlerimizdeki son kullanma tarihi geçmemiş ve artık kullanılmayacağı düşünülen ilaçlar toplanacak ve toplanan ilaçlar bir belediyeye teslim edilecek. Ardından  belediye tarafından da ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacak. Bunu organize edenler bizimkilerin sınıfları olacak, böylece çocuklara yardımlaşma  aşılanacak. Projeler her ay değişerek devam edecek.


Okuduğumda “10 numara” diye düşündüm. Bizim evde fazla yok ama aklıma hemen iş arkadaşlarım geldi ve onlara sordum. “Ne de olsa kasım sonuna kadar vaktimiz var. Onlardan da toplar güzel bir poşetle götürürüm” dedim.


Sağ olsunlar tüm arkadaşlar konuya sıcak baktı.


Bir kişi dışında…


Yok yanlış anlamayın, kendisi duyarsız, duygusuz ve sorumsuz  birisi değildir. Hatta hayatımda gördüğüm en “adam gibi adam” lardan ilk 5 e girer.

Nasıl yani diyeceksiniz…



O teslimlerin belediyeye yapılmasına takılmış. Bana ilk sorusu “ Hangi belediye “ oldu.


Ben de “X Belediyesi” dedim. Acaba o belediyeyi hangi parti kazanmış? Acaba hayat tarzı ile o belediye örtüşüyor muymuş?


Bana:


“Evet, haklısın, Türkiye’de ilaç paketleri fiks adet ve gramajda yapılıyor, bu nedenle her defasında hem ihtiyacımızdan fazla ilaç alıyoruz, hem de fazladan para ödüyoruz. Son kullanma tarihine kadar bir daha o ilaca ihtiyacımız olmazsa ilaç çöpe gidiyor. Mesela Amerika’da hastalığınızın şiddetine göre 1li -2li -5li  ya da 10 lu tablet tek tek veriliyor, bir kutu ilaç yazılmıyor.” diyeceğini beklerken açıkçası bu tepkiyi almak beni şoke etti.


Amacı tamamıyla zor duruma olan birilerine yardım etmek ve bunu 10 yaşındaki çocuklara yaptırarak onlara hayat dersi vermek olan bu projeye yapılacak eleştiri bu mu olmalıydı?


Ama daha geçen hafta kızları sosyal bilgiler sınavına çalıştırırken yeni işledikleri bir konuyu gördüm.


Farklı düşüncelere saygı ve hoşgörü..


Hoşgörü dediğimiz bu değil mi zaten? Siz ne dersiniz?


Hayatın Kendisi Bu…

Son yazılarımdan ilk siz haberdar olabilirsiniz. Bir adım önde olmak ve hiçbir şeyi kaçırmamak için hemen abone olun!

Hayatın Kendisi Bu...

Son yazılarımdan ilk siz haberdar olabilirsiniz. Bir adım önde olmak ve hiçbir şeyi kaçırmamak için hemen abone olun!

Okumaya Devam Edin